KIYAMETİN SIFATI, CENNET VE CEHENNEM BAHSİ
NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
38 - (2797) حدثنا
عبيدالله بن
معاذ ومحمد بن
عبدالأعلى القيسي.
قالا: حدثنا
المعتمر عن
أبيه. حدثني نعيم
بن أبي هند عن
أبي حازم، عن
أبي هريرة،
قال: قال
أبو جهل: هل
يعفر محمد
وجهه بين
أظهركم؟ قال
فقيل: نعم.
فقال: واللات
والعزى! لئن
رأيته يفعل
ذلك لأطأن على
رقبته. أو
لأعفرن وجهه
في التراب.
قال فأتى رسول
الله صلى الله
عليه وسلم وهو
يصلي. زعم
ليطأ على
رقبته. قال
فما فجئهم منه
إلا وهو ينكص
على عقبيه
ويتقي بيديه.
قال فقيل له:
مالك؟ فقال:
إن بيني وبينه
لخندقا من نار
وهولا وأجنحة.فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "لو دنا
مني لاختطفته
الملائكة
عضوا عضوا".قال
فأنزل الله عز
وجل - لا ندري
في حديث أبي
هريرة، أو شيء
بلغه -: {كلا إن
الإنسان
ليطغى* أن رآه
استغنى* إن
إلى ربك
الرجعى* أرأيت
الذي ينهى*
عبدا إذا صلى*
أرأيت إن كان
على الهدى* أو أمر
بالتقوى*
أرأيت إن كذب
وتولى (يعني
أبا جهل) * ألم
يعلم بأن الله
يرى* كلا لئن
لم ينته
لنسفعا
بالناصية*
ناصية كاذبة
خاطئة* فليدع
ناديه* سندع
الزبانية* كلا
لا تطعه} [96
/العلق /6 - 19].زاد
عبيدالله في
حديثه قال:
وأمره بما
أمره به.
وزاد ابن
عبدالأعلى:
فليدع ناديه.
يعني قومه.
{38}
Bize Ubeydullah b. Muaz ile
Muhammed b. Abdi'I-A'Ia [El-Kaysî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Mu'temir,
babasından rivayet 'etti. (Demişki): Bana Nuaym b. Ebî Hind, Ebû Hâzim'den, o
da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Demişki):
Ebû Cehl:
— Muhammed sizin aranızda halâ yüzünü toprağa
sürtüyor mu? dedi. Kendisine : Evet! cevabı verildi. Bunun üzerine :
— Lât ve Uzza'ya yemin ederim kî onu, bunu
yaparken görürsem mutlaka boynuna basarım. Yahut mutlaka yüzünü toprağa
gömerim, dedi. Az sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namaz kılarken
onun yanına vardı. Boynuna basmak niyetinde idi, fakat birdenbire onu bırakıp
geri döndüğünü ve elleriyle korunduğunu gördüler. Kendisine :
— Sana ne oldu? denildi.
— Gerçekten onunla benim
aramda ateşten bir hendek, korkunç bir Şey ve bir takım kanatlar var, dedi.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de:
«Bana yaklaşmış olsaydı
melekler onu birer birer uzuvlarını koparırdı!» buyurdular.
Râvi demiş ki: Bunun üzerine
Allah (Azze ve Celle) Ebû Hureyre'nin hadîsinde midir, yoksa duyduğu bir şey
midir bilmiyoruz—:
«Hayır! Gerçeklen İnsan
kendini zengin görünce azar. Hiç şüphe yok ki, dönüş Rabbinedir. Bir kul'u
namaz kılarken meneden kimseye ne dersin? Ya hidâyet üzere ise; veya takvayı
emrederse ne dersin! Yalanladı ve dönüp gitti ise (Ebû Cehl'i kastediyor) ne
dersin? Bilmez mi ki, Allah görüyor! Hayır! Eğer vazgeçmezse mutlaka alnına
yapışacağız. Yalancı, günahkâr alına! O meclisini çağırsın. Biz zebanileri çağıracağız!
Hayır! Ona itaat etme I» [Alak 6'dan 19'a] âyetlerini indirdi.
Ubeydullah kendi
hadîsinde ziyâde etti: «Ve ona ne emretti ise etti.» dedi.
İbni Abdi'l-A'lâ da:
Meclisini yâni; kavmini çağırsın...ibaresini ziyâde etti.
İzah:
Anlaşılıyor ki, Ebû
Cehil zenginliğine güvenerek fazla şımarmış, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in namaz kılmasını, Muhammed yüzünü toprağa sürtüyor mu? diye alaylı
bir edâ ile sormuş. Kıldığını anlayınca, taptığı en büyük putlardan lât ile
uzza'ya yemin ederek onu namaz kılarken görürse mutlaka boynuna basacağına söz
vermiştir/ Fakat bu kadar alayişle ilân ettiği kahramanlık komedisi az sonra
pek gülünç bir hezimetle nihayete ermiş, boynunu toprağa gömmek için gittiği
Resûl-i Kibriya'nın kılına bile dokunamadan neye uğradığını anlayamamış,
birdenbire geri dönmüştür. Ve her halde yalanı şanına yedirememiş olacak ki, o
anda gördüklerini dosdoğru söylemiştir. Evet, Ebû Cehil o anda önünde ateşten
bir hendek, korkunç bir manzara ve meleklerin kanatlarını görmüştür. Allah her
şeye kadirdir. Resûl-ü Zişânını insanların şerrinden koruyacağına kefil olmuş
ve böyle nice tehlikeli anlarda çeşitli mucizelerle onu korumuştur. Bu hususta
hadîsler çoktur.